ELAZIĞ İLİ HARİTA
Elazığ hattıyla bağlanmış, bu hat Elazığ İlinden geçerek Tatvan’a
ulaşmaktadır. Bununla birlikte Elazığ’dan İstanbul’a ve Adana’ya
demiryolu ile yolcu ve yük taşımacılığı yapılmaktadır.
Feribot Ulaşımı
Keban Baraj gölü üzerinde, Elazığ-Pertek, Elazığ-Çemişgezek, Elazığ-Ağın
arasında ulaşım feribotla sağlanmaktadır. Bu feribotlar belirtilen ilçe
belediyeleri tarafından işletilmektedir.
30 Aralık 2012 Pazar
Elazığ İli Tanıtımı 12
Elazığ’dan, haftanın her günü , Türk Hava Yolları uçakları ile
Ankara’ya Salı, Perşembe ve Cumartesi günleri ise Ankara bağlantılı
İstanbul, İzmir ve Antalya’ya tarifeli uçak seferleri yapılmaktadır.
Karayolu Ulaşımı :
İlde karayolu ile ulaşım, hemen hemen tüm bölgelere (bu bölgelerdeki
bazı illere) özel otobüs işletmeleri tarafından sağlanmaktadır.
Demiryolu Ulaşımı
Elazığ İl merkezi Malatya’dan gelerek Maden ve Ergani ilçesi üzerinden
Diyarbakır’a giden demiryoluna 1934 yılında açılan Yolçatı -
Elazığ İli Tanıtımı 11
vadisi boyunca uzunluğu 125 km.dir. Genişliği yer yer değişmektedir.
Keban baraj gölünde elektrik üretiminin yansıra su avcılığı yapılmakta
ve balık üretimi de gerçekleştirilmektedir.
Cip Baraj Gölü :
İlimizin 10 km. batısında bulunan Cip Barajı, Murat Nehri ile birleşen
Cip Çayı üzerinde ve Cip Köyünün güneyinde yer almaktadır. Barajın
yapımıyla oluşan göl sularıyla 800 hektar alan sulanmaktadır. Göl
çevresi ise mesire yeri olarak kullanılmaktadır.
ELAZIĞ İLİ İKLİM
İklim : Doğu Anadolu Bölgesinin güneybatısında yer alan Elazığ İlinde bölgenin diğer bölümlerinden oldukça farklı ve karakteristik bir iklim dikkati çekmektedir. İlin gerek coğrafi konumu, gerekse morfolojik özellikleri bu elverişli durumun ortaya çıkmasında en büyük etken olmuştur. İlde karasal iklim egemen olup, kışlar soğuk ve yağışlı, yazlar ise sıcak ve kurak geçmektedir. Ancak il çevresinde oluşturulan baraj gölleri, iklimde kısmen sapmalar göstermektedir.
ELAZIĞ İLİ ULAŞIM
ULAŞIM : Elazığ, Doğu Anadolu’yu batıya bağlayan yolların bir kavşak noktası konumundadır. Elazığ’dan; Elazığ-Bingöl, Muş, Van, Elazığ-Diyarbakır, Elazığ-Tunceli, Erzincan, Erzurum, Elazığ- Malatya karayollarıyla; Elazığ-Muş,Tatvan ve Elazığ- Diyarbakır tren hattı geçmekte olup, hava yolu ile ulaşım Ankara’ya ve Ankara bağlantılı İstanbul, İzmir ve Antalya’ya yapılmaktadır. Batıdan gelen karayollarını, doğunun çeşitli illerine bir yelpaze gibi bağlayan Elazığ, bu bölgenin önemli bir ulaşım merkezidir. Genel olarak; Ankara, Kayseri, Malatya yönünden Elazığ’a gelen, Bingöl, Muş yönüne giden; Adana, Kahramanmaraş, Malatya yönünden Elazığ’a gelen, Tunceli, Erzurum yönüne giden; Mardin, Diyarbakır yönünden Elazığ’a gelen ve Keban-Arapkir-Sivas yönüne giden devlet yolları Elazığ’ın başlıca ana yollarıdır. Hava Yolu Ulaşımı :
ELAZIĞ İLİ İKLİM
İklim : Doğu Anadolu Bölgesinin güneybatısında yer alan Elazığ İlinde bölgenin diğer bölümlerinden oldukça farklı ve karakteristik bir iklim dikkati çekmektedir. İlin gerek coğrafi konumu, gerekse morfolojik özellikleri bu elverişli durumun ortaya çıkmasında en büyük etken olmuştur. İlde karasal iklim egemen olup, kışlar soğuk ve yağışlı, yazlar ise sıcak ve kurak geçmektedir. Ancak il çevresinde oluşturulan baraj gölleri, iklimde kısmen sapmalar göstermektedir.
ELAZIĞ İLİ ULAŞIM
ULAŞIM : Elazığ, Doğu Anadolu’yu batıya bağlayan yolların bir kavşak noktası konumundadır. Elazığ’dan; Elazığ-Bingöl, Muş, Van, Elazığ-Diyarbakır, Elazığ-Tunceli, Erzincan, Erzurum, Elazığ- Malatya karayollarıyla; Elazığ-Muş,Tatvan ve Elazığ- Diyarbakır tren hattı geçmekte olup, hava yolu ile ulaşım Ankara’ya ve Ankara bağlantılı İstanbul, İzmir ve Antalya’ya yapılmaktadır. Batıdan gelen karayollarını, doğunun çeşitli illerine bir yelpaze gibi bağlayan Elazığ, bu bölgenin önemli bir ulaşım merkezidir. Genel olarak; Ankara, Kayseri, Malatya yönünden Elazığ’a gelen, Bingöl, Muş yönüne giden; Adana, Kahramanmaraş, Malatya yönünden Elazığ’a gelen, Tunceli, Erzurum yönüne giden; Mardin, Diyarbakır yönünden Elazığ’a gelen ve Keban-Arapkir-Sivas yönüne giden devlet yolları Elazığ’ın başlıca ana yollarıdır. Hava Yolu Ulaşımı :
Elazığ İli Tanıtımı 10
Daha çok buğday, şeker pancarı, mısır, arpa ve baklagiller ekimi
yapılır.
Elazığ ilinde bu ovaların dışında, Harput’un kuzeyinde genellikle üzüm
bağlarının yaygınlık kazandığı, meyve ve sebzeciliğin yapıldığı Mürüdü
Ovası ile Harput’un kuzeyinde yaz aylarında suyu kuruyan Çakıl Deresi
çevresinde Zahini Ovası vardır. Bu ovalarda nohut, arpa, buğday ve
burçak ekimi yapılmaktadır.
ELAZIĞ İLİ PLATOLAR VE YAYLALAR
Platolar (Yaylalar) : İl alanı daha çok dağlar ve platolarla kaplıdır. İl toplam alanının çoğunu platolar oluşturur. Platolara Elazığ’ın kuzeyinde Harput çevresinde Murat Nehrinin kuzey kesimlerinde ve Ağın yöresinde rastlanır. Hayvancılık faaliyetinin yoğunluk kazandığı alanlar, İl’in doğusunda Bingöl ile sınır oluşturan Karaboğa Dağlarında Gökdere ve Akdağ üzerindedir. Urfa yöresinde kışlayan göçerler, Mayıs sonu ve Haziran ayı başlarında Siverek ve Ergani üzerinden Palu çevresine gelirler. Bir bölümü yöredeki yaylalarda kalır, bir bölümü ise Bingöl dağlarındaki yaylalara göçerler.
ELAZIĞ İLİ GÖLLER
Göller : Hazar Gölü (Gölcük) : İlin Güneydoğusunda bulunan ve İl merkezine 25 Km. uzaklıkta, Elazığ-Diyarbakır Karayolu’na paralel olan Hazar Gölü, tektonik bir göldür. Güneyinde Hazar baba Dağı bulunan göl, Uluova’dan Mastar Dağlarıyla ayrılır. Denizden 1250 mt. yükseklikteki gölün uzunluğu yaklaşık 22 Km. en geniş yeri ise 5-6 Km. ‘dir Yüzölçümü 86 Km2.’yi bulan gölün derinliği 200-250 metre arasında değişmektedir. Hazar Gölünden turistik ve ekonomik olarak yararlanılmaktadır. Keban Baraj Gölü : Keban Baraj Gölü Türkiye’nin en büyük yapay gölüdür. Doğal Göller arasında 675 km2’lik alanıyla 3. sırada yer almaktadır. Baraj Gölünün Murat
ELAZIĞ İLİ PLATOLAR VE YAYLALAR
Platolar (Yaylalar) : İl alanı daha çok dağlar ve platolarla kaplıdır. İl toplam alanının çoğunu platolar oluşturur. Platolara Elazığ’ın kuzeyinde Harput çevresinde Murat Nehrinin kuzey kesimlerinde ve Ağın yöresinde rastlanır. Hayvancılık faaliyetinin yoğunluk kazandığı alanlar, İl’in doğusunda Bingöl ile sınır oluşturan Karaboğa Dağlarında Gökdere ve Akdağ üzerindedir. Urfa yöresinde kışlayan göçerler, Mayıs sonu ve Haziran ayı başlarında Siverek ve Ergani üzerinden Palu çevresine gelirler. Bir bölümü yöredeki yaylalarda kalır, bir bölümü ise Bingöl dağlarındaki yaylalara göçerler.
ELAZIĞ İLİ GÖLLER
Göller : Hazar Gölü (Gölcük) : İlin Güneydoğusunda bulunan ve İl merkezine 25 Km. uzaklıkta, Elazığ-Diyarbakır Karayolu’na paralel olan Hazar Gölü, tektonik bir göldür. Güneyinde Hazar baba Dağı bulunan göl, Uluova’dan Mastar Dağlarıyla ayrılır. Denizden 1250 mt. yükseklikteki gölün uzunluğu yaklaşık 22 Km. en geniş yeri ise 5-6 Km. ‘dir Yüzölçümü 86 Km2.’yi bulan gölün derinliği 200-250 metre arasında değişmektedir. Hazar Gölünden turistik ve ekonomik olarak yararlanılmaktadır. Keban Baraj Gölü : Keban Baraj Gölü Türkiye’nin en büyük yapay gölüdür. Doğal Göller arasında 675 km2’lik alanıyla 3. sırada yer almaktadır. Baraj Gölünün Murat
Elazığ İli Tanıtımı 9
Meryem Dağı kütlesinden Uluova’ya inen kolların oluşturduğu bu dağ
eteği ovası kuşağı, aynı zamanda yoğun tarımsal faaliyetlerin görüldüğü
bir alandır. Yerleşmeler, bu birikinti konileri üzerinde yer alırlar.
Kuzova :
Kuzeye akarak Murat Nehri ile birleşen Cip (Sarını) Çayının iki yanında
yer alan uzun bir ovadır. Kuzeye gidildikçe genişleyen denizden 900-1000
metre yükseklikte olan ovanın, yüzölçümü yaklaşık 110 Km2’ dir.
Basamaklı bir durum gösteren Kuzova verimli bir ovadır. Sadece Sarını
çayı vadisinde alüvyal topraklara rastlanır. Bu ırmağın suyu az
olduğundan sulamaya yetmez.
Bu nedenle ovada sulama amacına yönelik Cip Barajı yapılmış, birçok kuyu açılmıştır. Kuzova, Güneyde Tilki Tepe Karşıdağ-Kurt tepe-Kızıldağ ve Kekliktepe’den oluşan ve güneybatı ve kuzeydoğu yönünde uzanan ve bir sırtı andıran tepeler dizisi ile adeta iki bölüme ayrılmıştır. Çok daha geniş bir alanı kaplayan asıl Kuzova’ya karşılık gelen ovanın kuzey bölümü bir senklinal halindedir. Kuzova havzasının doğusu volkanik bir araziden meydana gelir. Yaklaşık 48 Km2’ bir alan kaplayan bu volkanik arazi,
Elazığ’ın 8-10 Km. kadar kuzeybatısında yer alan kısım “Karayazı” adıyla anılır. Burada doğu-batı yönlü bir kırık çizgisinden çıkmış olan olivinli bazaltlar kuzeye doğru ova eğimi yönünde akarak bir lave yelpazesi meydana getirmiştir. Behremaz Ovası : Sivrice İlçesinin güneyindeki Hazar baba Dağı ile Maden dağları arasındaki Behremaz Deresinin iki yanında yer alan bir ovadır. Kuzey-güney doğrultusunda uzanır. Hazar Gölüne yaklaştıkça genişler. Alüvyonlarla kaplı olan ovada, daha çok buğday, arpa, mısır ve fasulye ekimi yapılır. Palu (Yarımca) Ovası : Palu ilçesinin batısında Murat Nehrinin taşımış olduğu eski alüvyonlarla kaplıdır.
Bu nedenle ovada sulama amacına yönelik Cip Barajı yapılmış, birçok kuyu açılmıştır. Kuzova, Güneyde Tilki Tepe Karşıdağ-Kurt tepe-Kızıldağ ve Kekliktepe’den oluşan ve güneybatı ve kuzeydoğu yönünde uzanan ve bir sırtı andıran tepeler dizisi ile adeta iki bölüme ayrılmıştır. Çok daha geniş bir alanı kaplayan asıl Kuzova’ya karşılık gelen ovanın kuzey bölümü bir senklinal halindedir. Kuzova havzasının doğusu volkanik bir araziden meydana gelir. Yaklaşık 48 Km2’ bir alan kaplayan bu volkanik arazi,
Elazığ’ın 8-10 Km. kadar kuzeybatısında yer alan kısım “Karayazı” adıyla anılır. Burada doğu-batı yönlü bir kırık çizgisinden çıkmış olan olivinli bazaltlar kuzeye doğru ova eğimi yönünde akarak bir lave yelpazesi meydana getirmiştir. Behremaz Ovası : Sivrice İlçesinin güneyindeki Hazar baba Dağı ile Maden dağları arasındaki Behremaz Deresinin iki yanında yer alan bir ovadır. Kuzey-güney doğrultusunda uzanır. Hazar Gölüne yaklaştıkça genişler. Alüvyonlarla kaplı olan ovada, daha çok buğday, arpa, mısır ve fasulye ekimi yapılır. Palu (Yarımca) Ovası : Palu ilçesinin batısında Murat Nehrinin taşımış olduğu eski alüvyonlarla kaplıdır.
Elazığ İli Tanıtımı 8
ELAZIĞ İLİ OVASI
Elazığ Ovası : Güneybatı- kuzeydoğu yönünde uzanan küçük bir depresyondur. Denizden yükseltisi 1000-1050 m.dir. 36 Km2 lik alanı kaplayan ova, bir çöküntü havzasının alüvyonlarla dolması sonucunda meydana gelmiştir. Ovanın kuzeyinde üzerinde tarihi Harput şehrinin yer aldığı eski bir aşının yüzeyine karşılık gelen geniş dalgalı yüksek bir düzlük bulunur. Elazığ Ovası, yükselmiş, yükselirken çarpılmış ve genel olarak güneye meyilleşmiş bu yontukdüz (Penelen) sahasından dik yamaçlarla ayrılmıştır. Ovayla bu yontukdüz arasındaki yamaçların dik oluşu ovanın kuzeyinde çok belirgin birikinti konilerinin meydana gelmesine yol açmıştır. Etrafı dağlarla çevrili ova güneye doğru eğilimlidir. Elazığ ovasının sularını Uluova’ya taşıyan Elazığ
Deresi, Gümüşkavak boğazından geçer. Ovayı, Uluovadan ayıran eşik güneybatıda yer alan Meryem Dağı ile birleşir. Meryem Dağı ile Elazığ ovasının batı ve kuzeybatısındaki Sarını (Cip Çayı) suyunun direne ettiği Kuzova’ dan ayıran bir tepelik alan yer alır. Bugün Elazığ kentinin kurulmuş olduğu ova, gerçekte geniş depresyon dizilerinden biri olan Uluovanın bir parçasıdır. Uluova : Güneydoğu Torosların uzanış yönüne bağlı ve Hazar depresyonuna paralel olarak, Güneybatı-Kuzeydoğu yönünde uzanır. Elazığ’ın en geniş ovasıdır. Kuzeyden kırık hatlar halinde uzanan, yükseltisi az Karakaya dağları ile çevrilidir. Güneyden Çelemlik, Mastar ve Kamışlık dağları dizisi ile sınırlanmıştır. Kuzeydoğuda Keban Baraj gölüne kadar uzanır. Ovanın uzunluğu yaklaşık 56 Km., genişliği l5 Km. kadardır.
Yüzölçümü 325 Km2 yi bulur. Yükseltisi azalarak Keban Baraj Gölüne kadar sokulan bu ova, kalın bir alüvyal toprak tabakası ile örtülüdür. Ovanın ortasından Haringet Suyu geçer. Bu akarsu sağdan ve soldan kaynak suları ile beslenen birçok dereden oluşur. Haringet Suyu, yazın sulamada yoğun olarak kullanılır. Bu nedenle genellikle yaz aylarında Keban’a Baraj Gölüne ulaşmadan kurur. Uluovanın uzun ekseni boyunca yerleşmiş bulunan Haringet Çayının kuzeyinde tipik bir Piyetmont kuşağı (Dağeteği ovası) uzanmaktadır.
Elazığ Ovası : Güneybatı- kuzeydoğu yönünde uzanan küçük bir depresyondur. Denizden yükseltisi 1000-1050 m.dir. 36 Km2 lik alanı kaplayan ova, bir çöküntü havzasının alüvyonlarla dolması sonucunda meydana gelmiştir. Ovanın kuzeyinde üzerinde tarihi Harput şehrinin yer aldığı eski bir aşının yüzeyine karşılık gelen geniş dalgalı yüksek bir düzlük bulunur. Elazığ Ovası, yükselmiş, yükselirken çarpılmış ve genel olarak güneye meyilleşmiş bu yontukdüz (Penelen) sahasından dik yamaçlarla ayrılmıştır. Ovayla bu yontukdüz arasındaki yamaçların dik oluşu ovanın kuzeyinde çok belirgin birikinti konilerinin meydana gelmesine yol açmıştır. Etrafı dağlarla çevrili ova güneye doğru eğilimlidir. Elazığ ovasının sularını Uluova’ya taşıyan Elazığ
Deresi, Gümüşkavak boğazından geçer. Ovayı, Uluovadan ayıran eşik güneybatıda yer alan Meryem Dağı ile birleşir. Meryem Dağı ile Elazığ ovasının batı ve kuzeybatısındaki Sarını (Cip Çayı) suyunun direne ettiği Kuzova’ dan ayıran bir tepelik alan yer alır. Bugün Elazığ kentinin kurulmuş olduğu ova, gerçekte geniş depresyon dizilerinden biri olan Uluovanın bir parçasıdır. Uluova : Güneydoğu Torosların uzanış yönüne bağlı ve Hazar depresyonuna paralel olarak, Güneybatı-Kuzeydoğu yönünde uzanır. Elazığ’ın en geniş ovasıdır. Kuzeyden kırık hatlar halinde uzanan, yükseltisi az Karakaya dağları ile çevrilidir. Güneyden Çelemlik, Mastar ve Kamışlık dağları dizisi ile sınırlanmıştır. Kuzeydoğuda Keban Baraj gölüne kadar uzanır. Ovanın uzunluğu yaklaşık 56 Km., genişliği l5 Km. kadardır.
Yüzölçümü 325 Km2 yi bulur. Yükseltisi azalarak Keban Baraj Gölüne kadar sokulan bu ova, kalın bir alüvyal toprak tabakası ile örtülüdür. Ovanın ortasından Haringet Suyu geçer. Bu akarsu sağdan ve soldan kaynak suları ile beslenen birçok dereden oluşur. Haringet Suyu, yazın sulamada yoğun olarak kullanılır. Bu nedenle genellikle yaz aylarında Keban’a Baraj Gölüne ulaşmadan kurur. Uluovanın uzun ekseni boyunca yerleşmiş bulunan Haringet Çayının kuzeyinde tipik bir Piyetmont kuşağı (Dağeteği ovası) uzanmaktadır.
Elazığ İli Tanıtımı 7
ELAZIĞ İLİ NEHİRLER
Nehirler : Elazığ, akarsu havzası açısından açısından İlin güney kesimi dışında bütünü ile Fırat Havzası içinde kalmaktadır. Fırat Havzası, Basra Körfezi Havzası’nın bir parçasıdır. Fırat Irmağı ile anılan havzanın sularını boşaltır. Fırat Doğu Anadolu’nun en önemli akarsuyudur. Keban ilçesine kadar olan bölümü başlıca iki ana koldan oluşur. Bunlar Karasu ve Murat Nehirleridir. Elazığ ilinin sularını ise Murat ve onun kolları boşaltır. Murat Nehri : Murat nehrinin Palu İlçesi civarında Keban Baraj Gölü’ne karıştığı noktaya kadar olan uzaklığı yaklaşık 500 Km.dir.
42000 km2’lik akaçlama havzasıyla, Fırat’ın en önemli koludur. İlk kaynaklarını İl sınırları dışından, Van Gölünün kuzeyindeki Aladağ’ın kuzey eteklerinden alır. Gülizar Yaylalarından gelen pek çok suyuda toplar. Murat nehri, Ağrı’dan geçtikten sonra Güneybatıya yönelir. Bingöl’ün Genç İlçesini geçerek Elazığ topraklarına girer. Sürekli batı yönünde akarak Palu ilçesine ulaşır ve Keban Baraj Gölüne dökülür. Fırat Nehri : Fırat nehrinin kolları olan Murat Irmağı ile Karasu, Keban İlçesinin kuzeyinde birleşir. Bu noktadan sonra oluşan Fırat Nehri, önce güneybatı yönünde akar. Keban İlçesinin Dummu yöresinden sonra Elazığ-Malatya İl sınırlarını oluşturacak şekilde geniş bir yay çizer ve Elazığ-Diyarbakır sınırına kadar gelir. Toplam uzunluğu 2800 Km.’dir. Dicle Nehri : Hazar Gölü’nün Güneydoğusundan süzülen sular, Dicle Havzasının üç deresinden biri olan Behremaz Deresi ile birleşerek Dicle Nehrinin ilk kaynağını teşkil eder. Maden dağlarından
ve Behramaz ovasının ortasından kuzeydoğu yönünde akan nehir, önce doğuya, sonra güneydoğuya yönelerek Maden İlçesini geçer ve İl sınırları dışına çıkar. Peri Çayı : Murat nehrinin en önemli kollarından biridir. Saniyede ortalama 100-200 m3su akıtan Peri Çayı, Bingöl’ün Şeytan dağlarından doğar. Munzur dağlarından çıkan Munzur suyu ile birleşerek İl sınırlarımız içerisinde Murat Nehrine katılır. Ovalar : Elazığ İlindeki ovalar genellikle depresyon alanlarına karşılık gelmektedir. Bu çöküntü alanlarının akarsuların taşıdığı maddelerle dolması sonucu oluşmuşlardır. Genellikle alüvyal topraklarla kaplı bu verimli ovaların, İl tarımında önemleri büyüktür.
Nehirler : Elazığ, akarsu havzası açısından açısından İlin güney kesimi dışında bütünü ile Fırat Havzası içinde kalmaktadır. Fırat Havzası, Basra Körfezi Havzası’nın bir parçasıdır. Fırat Irmağı ile anılan havzanın sularını boşaltır. Fırat Doğu Anadolu’nun en önemli akarsuyudur. Keban ilçesine kadar olan bölümü başlıca iki ana koldan oluşur. Bunlar Karasu ve Murat Nehirleridir. Elazığ ilinin sularını ise Murat ve onun kolları boşaltır. Murat Nehri : Murat nehrinin Palu İlçesi civarında Keban Baraj Gölü’ne karıştığı noktaya kadar olan uzaklığı yaklaşık 500 Km.dir.
42000 km2’lik akaçlama havzasıyla, Fırat’ın en önemli koludur. İlk kaynaklarını İl sınırları dışından, Van Gölünün kuzeyindeki Aladağ’ın kuzey eteklerinden alır. Gülizar Yaylalarından gelen pek çok suyuda toplar. Murat nehri, Ağrı’dan geçtikten sonra Güneybatıya yönelir. Bingöl’ün Genç İlçesini geçerek Elazığ topraklarına girer. Sürekli batı yönünde akarak Palu ilçesine ulaşır ve Keban Baraj Gölüne dökülür. Fırat Nehri : Fırat nehrinin kolları olan Murat Irmağı ile Karasu, Keban İlçesinin kuzeyinde birleşir. Bu noktadan sonra oluşan Fırat Nehri, önce güneybatı yönünde akar. Keban İlçesinin Dummu yöresinden sonra Elazığ-Malatya İl sınırlarını oluşturacak şekilde geniş bir yay çizer ve Elazığ-Diyarbakır sınırına kadar gelir. Toplam uzunluğu 2800 Km.’dir. Dicle Nehri : Hazar Gölü’nün Güneydoğusundan süzülen sular, Dicle Havzasının üç deresinden biri olan Behremaz Deresi ile birleşerek Dicle Nehrinin ilk kaynağını teşkil eder. Maden dağlarından
ve Behramaz ovasının ortasından kuzeydoğu yönünde akan nehir, önce doğuya, sonra güneydoğuya yönelerek Maden İlçesini geçer ve İl sınırları dışına çıkar. Peri Çayı : Murat nehrinin en önemli kollarından biridir. Saniyede ortalama 100-200 m3su akıtan Peri Çayı, Bingöl’ün Şeytan dağlarından doğar. Munzur dağlarından çıkan Munzur suyu ile birleşerek İl sınırlarımız içerisinde Murat Nehrine katılır. Ovalar : Elazığ İlindeki ovalar genellikle depresyon alanlarına karşılık gelmektedir. Bu çöküntü alanlarının akarsuların taşıdığı maddelerle dolması sonucu oluşmuşlardır. Genellikle alüvyal topraklarla kaplı bu verimli ovaların, İl tarımında önemleri büyüktür.
Elazığ İli Tanıtımı 6
ELAZIĞ İLİ COĞRAFYA
Coğrafya : Elazığ ili, Doğu Anadolu Bölgesinin güneybatısında, Yukarı Fırat Bölümünde yer almaktadır. 9153 Km2 yi bulan yüzölçümü ile Türkiye topraklarının % 0 12’ sini oluşturmaktadır. 40 0 21’ ile 380 30’ doğu boylamları, 38 0 17’ ile 39 0 11’ kuzey enlemleri arasında kalan İl, doğudan Bingöl, kuzeyden (Keban Baraj Gölü aracılığı ile) Tunceli, batı ve güney batıdan (Karakaya Baraj Gölü aracılığıyla) Malatya, güneyden ise Diyarbakır illerinin arazileri ile çevrilidir. İl, merkez ilçe ile birlikte 11 ilçe, 537 köy ve 709 mezra yerleşmesinden oluşmaktadır.
ELAZIĞ İLİ TOPOĞRAFYA
Topografya :
ELAZIĞ İLİ DAĞLAR
Dağlar : Elazığ, doğusundan, batısından ve güneyinden, Güneydoğu Torosların batı uzantıları ile çevrili olup, Güneydoğu Toroslar, Malatya ili sınırları içinde doğuya doğru uzanarak Elazığ’dan geçer. Van gölünün güneyine doğru kıvrımlar halinde devam ederek ülkemizin sınırlarını terk ederler. Bu dağların en yüksek noktasını İl’in batısındaki Hasan Dağları (2118 mt) oluşturur. Hasan Dağının güneyinde Bulutlu Dağı (2004 mt.) , Karga Dağı (1925 mt.) ve Kamışlık Dağı (2016 mt.) yer alır. Elazığ ovasının güneyinde bulunan Meryem Dağının yüksekliği 1490 metredir.
Sıra dağlar Elazığ ovasının kuzeyinde , yeniden yükselir. Beydoğmuş yöresinde 1724 metreye çıkarak, Keban Barajı çöküntü alanına dek sürer. Çöküntü alanından sonra doğuya doğru, önce Asker Dağını, sonra Palu İlçesinin doğusunda Gökdere Dağını oluşturur. Kuzeye doğru açılarak İl’in Bingöl ile olan sınırını çizer. Burada bulunan Karaboğa dağlarının en yüksek noktaları, Elazığ İl sınırları içinde kalır. Hazar Gölünün kuzeyinde 2140 metre yüksekliğindeki Mastar Dağı yer alır. Güneyinde ise en yüksek dağ silsileleri Hazar baba (2230 metre) dağını meydana getirir.
Coğrafya : Elazığ ili, Doğu Anadolu Bölgesinin güneybatısında, Yukarı Fırat Bölümünde yer almaktadır. 9153 Km2 yi bulan yüzölçümü ile Türkiye topraklarının % 0 12’ sini oluşturmaktadır. 40 0 21’ ile 380 30’ doğu boylamları, 38 0 17’ ile 39 0 11’ kuzey enlemleri arasında kalan İl, doğudan Bingöl, kuzeyden (Keban Baraj Gölü aracılığı ile) Tunceli, batı ve güney batıdan (Karakaya Baraj Gölü aracılığıyla) Malatya, güneyden ise Diyarbakır illerinin arazileri ile çevrilidir. İl, merkez ilçe ile birlikte 11 ilçe, 537 köy ve 709 mezra yerleşmesinden oluşmaktadır.
ELAZIĞ İLİ TOPOĞRAFYA
Topografya :
ELAZIĞ İLİ DAĞLAR
Dağlar : Elazığ, doğusundan, batısından ve güneyinden, Güneydoğu Torosların batı uzantıları ile çevrili olup, Güneydoğu Toroslar, Malatya ili sınırları içinde doğuya doğru uzanarak Elazığ’dan geçer. Van gölünün güneyine doğru kıvrımlar halinde devam ederek ülkemizin sınırlarını terk ederler. Bu dağların en yüksek noktasını İl’in batısındaki Hasan Dağları (2118 mt) oluşturur. Hasan Dağının güneyinde Bulutlu Dağı (2004 mt.) , Karga Dağı (1925 mt.) ve Kamışlık Dağı (2016 mt.) yer alır. Elazığ ovasının güneyinde bulunan Meryem Dağının yüksekliği 1490 metredir.
Sıra dağlar Elazığ ovasının kuzeyinde , yeniden yükselir. Beydoğmuş yöresinde 1724 metreye çıkarak, Keban Barajı çöküntü alanına dek sürer. Çöküntü alanından sonra doğuya doğru, önce Asker Dağını, sonra Palu İlçesinin doğusunda Gökdere Dağını oluşturur. Kuzeye doğru açılarak İl’in Bingöl ile olan sınırını çizer. Burada bulunan Karaboğa dağlarının en yüksek noktaları, Elazığ İl sınırları içinde kalır. Hazar Gölünün kuzeyinde 2140 metre yüksekliğindeki Mastar Dağı yer alır. Güneyinde ise en yüksek dağ silsileleri Hazar baba (2230 metre) dağını meydana getirir.
Elazığ İli Tanıtımı 5
1530 tarihli bir kayda göre Harput’ta o zaman 14 Müslüman, 4 ermeni
mahallesi vardı. 19. Asrın sonlarında Harput’ta 2670 ev, 843 dükkan, 10
cami, 10 medrese, 8 kütüphane ve kilise, 12 han ve çeşitli büyüklükte 90
hamam bulunduğu Kamus-ül-a’lam’da belirtilmektedir.
Yukarıda tarihi devirlerinden kısaca bahsettiğimiz Harput, birbirine
benzeyen sebeplerle tarihe karışan birçok eski Türk şehirleri gibi
nihayet terk edilmiş ve yerini bugünkü Elazığ’a bırakmıştır. Bugünkü
Elazığ, II. Mahmut zamanında, 1834 yılında şark vilayetlerinde ıslahata
ve devlet otoritesini yeniden kurmaya memur edilen Reşit Mehmet Paşa
zamanında halk arasında
“ Mezra ” denilen şimdiki yerinde kurulmaya başlanmıştır. Aynı yıl içinde (1834) hastane, kışla ve cephane binaları yapılmış Vilayet Merkezi Harput’tan buraya nakledilmiştir. Bu nakilde Harput’un artık bir hudut şehri olmaktan çıkması, gelişmeye elverişli olmaması, ana yollara sapa kalması, bilhassa kış mevsiminde ulaşım güçlüğü ve mezranın güzel bir şehir kurulmasına elverişli bulunması rol oynamıştır. Yeni kurulan şehir önceleri eyalet ve bilahare vilayet merkezi olmuş, bir ara Diyarbakır vilayetine bağlı bir Sancak haline getirilmiştir. 1875’de Müstakil Mutasarrıflık, 1879’da da tekrar vilayet olmuştur. Osmanlı devletinin son yıllarında Malatya
ve Dersim Sancakları da buraya bağlanmış 1921’de bu iki sancakta Elazığ’dan ayrılmıştır. Sultan Abdulaziz’in tahta çıkışının 5. yılında Hacı Ahmed İzzet Paşa devrinde buraya tayin edilen Vali İsmail paşanın teklifi ile 1867 yılında “Mamurat ul -Aziz” adı verilmiştir. Fakat telaffuzu güç olduğundan halk arasında kısaca “ELAZİZ” olarak söylene gelmiştir. Atatürk’ün 1937 yılında şehre teşrifleri sırasında Atatürk’ün teklifi ile “Azık İli” anlamına gelen “ELAZIK” adı verilmiş, bu isim daha sonra “ELAZIĞ” a dönüşmüştür.
“ Mezra ” denilen şimdiki yerinde kurulmaya başlanmıştır. Aynı yıl içinde (1834) hastane, kışla ve cephane binaları yapılmış Vilayet Merkezi Harput’tan buraya nakledilmiştir. Bu nakilde Harput’un artık bir hudut şehri olmaktan çıkması, gelişmeye elverişli olmaması, ana yollara sapa kalması, bilhassa kış mevsiminde ulaşım güçlüğü ve mezranın güzel bir şehir kurulmasına elverişli bulunması rol oynamıştır. Yeni kurulan şehir önceleri eyalet ve bilahare vilayet merkezi olmuş, bir ara Diyarbakır vilayetine bağlı bir Sancak haline getirilmiştir. 1875’de Müstakil Mutasarrıflık, 1879’da da tekrar vilayet olmuştur. Osmanlı devletinin son yıllarında Malatya
ve Dersim Sancakları da buraya bağlanmış 1921’de bu iki sancakta Elazığ’dan ayrılmıştır. Sultan Abdulaziz’in tahta çıkışının 5. yılında Hacı Ahmed İzzet Paşa devrinde buraya tayin edilen Vali İsmail paşanın teklifi ile 1867 yılında “Mamurat ul -Aziz” adı verilmiştir. Fakat telaffuzu güç olduğundan halk arasında kısaca “ELAZİZ” olarak söylene gelmiştir. Atatürk’ün 1937 yılında şehre teşrifleri sırasında Atatürk’ün teklifi ile “Azık İli” anlamına gelen “ELAZIK” adı verilmiş, bu isim daha sonra “ELAZIĞ” a dönüşmüştür.
Elazığ İli Tanıtımı 4
Türklerle beraber büyüyen bir şehir haline gelmiştir. Çubukoğulları
devrinden sonra Harput’ta “Artukoğulları Devri” başlar. 12. asrın ilk
yıllarında başlayan bu devir, 1234 yılına kadar devam etmiştir.
Artukoğullarının, Türkmenleriyle beraber Doğu Anadolu’ya gelip
yerleşmelerinden sonra bir kol da Harput’a gelmiştir. Bunlara bu sebeple
“Harput Artukluları” denmektedir.
Artukoğulları devrinde; adı hala Harput ve Elazığ’da anılan Belek
(Balak) Gazi’nin Harput’un yetiştirdiği en ünlü Türk Fatihi olduğu
bilinmektedir. (1965 yılında Harput Turizm Derneği tarafından Belek
Gazi’nin, at üstünde güzel bir heykeli yaptırılmıştır.) Onun en önemli
hizmeti,
Haçlı seferleri sırasında görülmüştür. Selahattin Eyyubi ile mukayese edenler bile olmuştur. (Tarihçiler son araştırmalar ışığında Balak Gazi’nin asıl isminin “Belek Gazi” olduğunu ifade etmektedirler.) Balakgazi’den sonra 1185 yılına kadar Harput’ta yine Artukoğullarından gelen Prensler, hüküm sürmüşlerdir. Bunlardan Fahrettin Karaaslan’ında Harput tarihinde unutulmaz yeri ve eserleri vardır. 1148-1174 yılları arasında Harput’ta hüküm sürmüş ve burada bulunan Ulu Camiyi yaptırmıştır. 1234 yılında Harput’ta Artuk Hanedanının hakimiyeti son bulur ve Harput Selçuklu Hanedanına ilhak olunur. Selçuklular devrinde Harput, bir Subaşı tarafından idare
edilmiş ve bu devirde “ Arap Baba Camii ”ve bitişiğindeki türbe hariç önemli bir eser bırakılmamıştır. Anadolu Selçuklularının bölgedeki hakimiyeti sona erince, 14. asırda Harput’ta bir müddet İlhanlıların daha sonra da Dulkadiroğullarının hüküm sürdüklerini görüyoruz. Dulkadiroğulları devrinden sonra da Harput, 1465 de Uzun Hasan tarafından zapt edilmiş ve 40 yıl kadar Akkoyunluların idaresinde kalmıştır. Akkoyunlulardan sonra 1507 yılında Harput, Şah İsmail’in idaresine geçmiştir. 1516 yılında Çaldıran muharebesinden sonra Osmanlı ordusu tarafından fethedilmiştir. Osmanlı İdaresine geçen Harput, başlangıçta Diyarbakır Eyaletine bağlı bir sancak halinde teşkilatlandırılmıştır.
Haçlı seferleri sırasında görülmüştür. Selahattin Eyyubi ile mukayese edenler bile olmuştur. (Tarihçiler son araştırmalar ışığında Balak Gazi’nin asıl isminin “Belek Gazi” olduğunu ifade etmektedirler.) Balakgazi’den sonra 1185 yılına kadar Harput’ta yine Artukoğullarından gelen Prensler, hüküm sürmüşlerdir. Bunlardan Fahrettin Karaaslan’ında Harput tarihinde unutulmaz yeri ve eserleri vardır. 1148-1174 yılları arasında Harput’ta hüküm sürmüş ve burada bulunan Ulu Camiyi yaptırmıştır. 1234 yılında Harput’ta Artuk Hanedanının hakimiyeti son bulur ve Harput Selçuklu Hanedanına ilhak olunur. Selçuklular devrinde Harput, bir Subaşı tarafından idare
edilmiş ve bu devirde “ Arap Baba Camii ”ve bitişiğindeki türbe hariç önemli bir eser bırakılmamıştır. Anadolu Selçuklularının bölgedeki hakimiyeti sona erince, 14. asırda Harput’ta bir müddet İlhanlıların daha sonra da Dulkadiroğullarının hüküm sürdüklerini görüyoruz. Dulkadiroğulları devrinden sonra da Harput, 1465 de Uzun Hasan tarafından zapt edilmiş ve 40 yıl kadar Akkoyunluların idaresinde kalmıştır. Akkoyunlulardan sonra 1507 yılında Harput, Şah İsmail’in idaresine geçmiştir. 1516 yılında Çaldıran muharebesinden sonra Osmanlı ordusu tarafından fethedilmiştir. Osmanlı İdaresine geçen Harput, başlangıçta Diyarbakır Eyaletine bağlı bir sancak halinde teşkilatlandırılmıştır.
Elazığ İli Tanıtımı 3
Daha sonra Sasanilerle, Bizanslılar arasında devam eden harplerde daima
ihtilaf hududu olarak görülen ve kimi zaman Sasanilerin, kimi zaman
Bizanslıların hakimiyetine girerek el değiştiren Harput’ta Bizans
hakimiyetinin ilk devresi 7. asrın ortalarına rastlar. Ancak Hz. Ömer
zamanında Suriye ve Irak’ı ele geçiren Arapların 7. asrın ortalarına
doğru Harput ve çevresini de zapt ettiklerini görüyoruz. Bu şekilde
başlayan Arap hakimiyeti, 10. asrın ortalarına kadar devam etmiştir.
Harput’ta, Romalılar devrinde olduğu gibi, Araplar devrinde de etkin bir
ize rastlanmamıştır.
Bölge, daha çok Bizans ve Arap siyasi ve askeri gücünün gövde gösterilerine sahne olmuştur. Harput’un Bizanslıların hakimiyetine ikinci defa geçişi 10. asra rastlar. Bizanslıların İslam alemine karşı giriştikleri büyük seferlerin ilk hedefi daima Harput olmuştur. Nitekim, ilk taarruzda Bizanslılar Harput’u ele geçirmişler ve burada bir vilayet teşkilatı kurarak kaleleri tahkim etmişlerdir. Bizans tarihinde Harput, bugünkü söyleyişe çok yakın olarak “Harpote” diye geçmektedir. Aslında Harput bölgesi de “Mesopotamia” olarak adlandırılmaktadır. Harput’ta Bizans hakimiyeti aşağı yukarı 11. asrın sonuna kadar devam etmiştir. Harput’un Türklerin
Eline Geçişi : Harput ve çevresi, 26 Ağustos 1071 Malazgirt muharebesinden sonra 1085 yılında Türklerin eline geçmiştir. Bu ise Selçuklular devrine rastlamaktadır. Harput’un ilk Türk hakimi Çubuk Bey’dir. Çubuk Bey, burada diğer Selçuk ümerası gibi Selçuklu Sultanına bağlı olmak şartıyla bir hükümet kurmuştur. Kendisine oğlu Mehmet Bey, halef olduğu içindir ki, Harput tarihinde bu devire “Çubukoğulları Devri” denir. Çubukoğulları ve onlarla birlikte gelen Türkmenlerin Harput halkının ecdadını teşkil ettiğine şüphe kalmamıştır. Harput’un Türkler tarafından alınmasına kadar sadece müstahkem bir kale hüviyetinde kalan bu yer,
Bölge, daha çok Bizans ve Arap siyasi ve askeri gücünün gövde gösterilerine sahne olmuştur. Harput’un Bizanslıların hakimiyetine ikinci defa geçişi 10. asra rastlar. Bizanslıların İslam alemine karşı giriştikleri büyük seferlerin ilk hedefi daima Harput olmuştur. Nitekim, ilk taarruzda Bizanslılar Harput’u ele geçirmişler ve burada bir vilayet teşkilatı kurarak kaleleri tahkim etmişlerdir. Bizans tarihinde Harput, bugünkü söyleyişe çok yakın olarak “Harpote” diye geçmektedir. Aslında Harput bölgesi de “Mesopotamia” olarak adlandırılmaktadır. Harput’ta Bizans hakimiyeti aşağı yukarı 11. asrın sonuna kadar devam etmiştir. Harput’un Türklerin
Eline Geçişi : Harput ve çevresi, 26 Ağustos 1071 Malazgirt muharebesinden sonra 1085 yılında Türklerin eline geçmiştir. Bu ise Selçuklular devrine rastlamaktadır. Harput’un ilk Türk hakimi Çubuk Bey’dir. Çubuk Bey, burada diğer Selçuk ümerası gibi Selçuklu Sultanına bağlı olmak şartıyla bir hükümet kurmuştur. Kendisine oğlu Mehmet Bey, halef olduğu içindir ki, Harput tarihinde bu devire “Çubukoğulları Devri” denir. Çubukoğulları ve onlarla birlikte gelen Türkmenlerin Harput halkının ecdadını teşkil ettiğine şüphe kalmamıştır. Harput’un Türkler tarafından alınmasına kadar sadece müstahkem bir kale hüviyetinde kalan bu yer,
Elazığ İli Tanıtımı 2
ELAZIĞ İLİ TARİH
Elazığ, Doğu Anadolu’da Tarihi Harput Kalesinin bulunduğu tepenin
eteğinde kurulmuş bir şehirdir. Deniz seviyesinden 1067 metre
yükseklikte bulunan şehir hafif meyilli bir zemin üzerindedir. Elazığ’ın
yerleşim yeri olarak tarihi yeni olmakla beraber bölgenin tarihi
oldukça eskidir. Bu nedenle Elazığ’ın tarihini devamı olduğu Harput’un
tarihi ile birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
Mevcut tarihi kaynaklara göre Harput’un en eski sakinleriM.Ö. 2000 yıllarından itibaren Doğu Anadolu’ya yerleşen Hurrilerdir. Hurrilerden sonra bölgenin, Hitit hakimiyeti altına girdiğini görmekteyiz. Çok uzun sürmeyen Hitit hakimiyetinden sonra M.Ö. 9. Asırdan itibaren Doğu Anadolu’da devlet kuran Urartular Harput’ta uzun süre hüküm sürmüştür. Bugün bile tarihi heybetiyle ayakta duran Harput Kalesi Urartu devrinin izlerini taşımaktadır. Kale’de kaya içine oyulmuş merdivenler, tünel ve hücrelerle su yolu bulunduğu tespit edilmiştir. M.Ö. 9. Asırdan beri bu kalesiyle müstahkem mevkii olarak bilinen Harput,
en az 4000 yıllık bir maziye sahip bulunmaktadır. Harput isminin ilk hecesi olan Har, taş (kaya) anlamına, son hecesi olan put (berd) ise kale anlamına gelmektedir. Günümüz Türkçe si ile Taş Kale anlamını taşımaktadır. Harput’un; M.S. 1. asırdan 3. asra kadar, zaman zaman Romalıların siyasi ve askeri nüfuzunda kaldığını görmekteyiz. Ancak Romalıları Anadolu’dan çıkarmak için uzun ve çetin mücadeleler yapan Pontus Kralı Mithradates devrinde ve ondan sonraki zamanlarda el değiştirdiği de bilinmektedir. Bununla beraber, Miladi 3. asırda, İmparator Dioclatianus zamanından itibaren Harput bölgesi tamamen Roma İmparatorluğuna bağlanmıştır.
Elazığ İli Tanıtımı 1
ELAZIĞ İLİ
ELAZIĞ İLİ TANITIM
HARPUT
elazığ
türkiye elazığ
elazığ türkiye
ELAZIĞ İLİ TANITIM
HARPUT
elazığ
türkiye elazığ
elazığ türkiye
elazığ resimler,elazığ fotoğraflar,elazığ manzaralar,elazığ görüntüler,elazığ video,elazığ spor,elazığ haber,elazığ harita,elazığ turizm,elazığ otel,elazığ yurt,elazığ pansiyon,elazığ konaklama,elazığ konut,elazığ emlak,elazığ daire,elazığ arsa,elazığ araç,elazığ satılık,elazığ kiralık,elazığ lojman,elazığ toki,elaziğ sağlık,elazığ hastahanesi,elazığ devlet hastahanesi,elazığ tarih,elazığ tarihi eserleri,elazığ iklim,elazığ ulaşım,elazığ ilçeleri,elazığ valilik,elazığ belediye,elazığ işkur,elazığ nüfus,elazığemniyet,elazığ meb,elazığ eğitim,elazığ okul,elazığ kurs,elazığ lisesi,elazığ dağları,elazığ akarsuları,elazığ dernek,elazığ ekonomi,elazığ sanay,elazığ ticaret,elazığ tarım,elazığ hayvancılık,elazığ doğa,elazığ gezi,elzığ tatil,elazığ kültür,elazığ sanat,elazığ
Genel Bilgiler
İL TRAFİK KODU : 23
Yüzölçümü : 9153 Km2
Nüfus (Genel) : 569616
Elazığ ili, Doğu Anadolu Bölgesinin güneybatısında, Yukarı Fırat
Bölümünde yer almaktadır. 9153 Km2 yi bulan yüzölçümü ile Türkiye
topraklarının % 0 12’ sini oluşturmaktadır. 40 0 21’ ile 380 30’ doğu
boylamları, 38 0 17’ ile 39 0 11’ kuzey enlemleri arasında kalan
İl, doğudan Bingöl, kuzeyden (Keban Baraj Gölü aracılığı ile) Tunceli,
batı ve güney batıdan (Karakaya Baraj Gölü aracılığıyla) Malatya,
güneyden ise Diyarbakır illerinin arazileri ile çevrilidir. İl, merkez
ilçe ile birlikte 11 ilçe, 537 köy ve 709 mezra yerleşmesinden
oluşmaktadır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız
Mutluluk Duyarız