1530 tarihli bir kayda göre Harput’ta o zaman 14 Müslüman, 4 ermeni
mahallesi vardı. 19. Asrın sonlarında Harput’ta 2670 ev, 843 dükkan, 10
cami, 10 medrese, 8 kütüphane ve kilise, 12 han ve çeşitli büyüklükte 90
hamam bulunduğu Kamus-ül-a’lam’da belirtilmektedir.
Yukarıda tarihi devirlerinden kısaca bahsettiğimiz Harput, birbirine
benzeyen sebeplerle tarihe karışan birçok eski Türk şehirleri gibi
nihayet terk edilmiş ve yerini bugünkü Elazığ’a bırakmıştır. Bugünkü
Elazığ, II. Mahmut zamanında, 1834 yılında şark vilayetlerinde ıslahata
ve devlet otoritesini yeniden kurmaya memur edilen Reşit Mehmet Paşa
zamanında halk arasında
“ Mezra ” denilen şimdiki yerinde kurulmaya başlanmıştır.
Aynı yıl içinde (1834) hastane, kışla ve cephane binaları yapılmış
Vilayet Merkezi Harput’tan buraya nakledilmiştir. Bu nakilde Harput’un
artık bir hudut şehri olmaktan çıkması, gelişmeye elverişli olmaması,
ana yollara sapa kalması, bilhassa kış mevsiminde ulaşım güçlüğü ve
mezranın güzel bir şehir kurulmasına elverişli bulunması rol oynamıştır.
Yeni kurulan şehir önceleri eyalet ve bilahare vilayet merkezi olmuş,
bir ara Diyarbakır vilayetine bağlı bir Sancak haline getirilmiştir.
1875’de Müstakil Mutasarrıflık, 1879’da da tekrar vilayet olmuştur.
Osmanlı devletinin son yıllarında Malatya
ve Dersim Sancakları da buraya bağlanmış 1921’de bu iki sancakta
Elazığ’dan ayrılmıştır.
Sultan Abdulaziz’in tahta çıkışının 5. yılında Hacı Ahmed İzzet Paşa
devrinde buraya tayin edilen Vali İsmail paşanın teklifi ile 1867
yılında “Mamurat ul -Aziz” adı verilmiştir. Fakat telaffuzu güç
olduğundan halk arasında kısaca “ELAZİZ” olarak söylene gelmiştir.
Atatürk’ün 1937 yılında şehre teşrifleri sırasında Atatürk’ün teklifi
ile “Azık İli” anlamına gelen “ELAZIK” adı verilmiş, bu isim daha sonra
“ELAZIĞ” a dönüşmüştür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder