Çok uzun sürmeyen Hitit hakimiyetinden sonra M.Ö. 9. Asırdan itibaren
Doğu Anadolu’da devlet kuran Urartular Harput’ta uzun süre hüküm
sürmüştür. Bugün bile tarihi heybetiyle ayakta duran Harput Kalesi
Urartu devrinin izlerini taşımaktadır. Kale’de kaya içine oyulmuş
merdivenler, tünel ve hücrelerle su yolu bulunduğu tespit edilmiştir.
M.Ö. 9. Asırdan beri bu kalesiyle müstahkem mevkii olarak bilinen
Harput, en az 4000 yıllık bir maziye sahip bulunmaktadır.
Harput isminin ilk hecesi olan Har, taş (kaya) anlamına, son hecesi olan
put (berd) ise kale anlamına gelmektedir. Günümüz Türkçe si ile Taş
Kale anlamını taşımaktadır.
Harput’un; M.S. 1. asırdan 3. asra kadar, zaman zaman Romalıların siyasi
ve askeri nüfuzunda kaldığını görmekteyiz.
Ancak Romalıları Anadolu’dan çıkarmak için uzun ve çetin mücadeleler
yapan Pontus Kralı Mithradates devrinde ve ondan sonraki zamanlarda el
değiştirdiği de bilinmektedir. Bununla beraber, Miladi 3. asırda,
İmparator Dioclatianus zamanından itibaren Harput bölgesi tamamen Roma
İmparatorluğuna bağlanmıştır.
Daha sonra Sasanilerle, Bizanslılar arasında devam eden harplerde daima
ihtilaf hududu olarak görülen ve kimi zaman Sasanilerin,
kimi zaman Bizanslıların hakimiyetine girerek el değiştiren Harput’ta
Bizans hakimiyetinin ilk devresi 7. asrın ortalarına rastlar. Ancak Hz.
Ömer zamanında Suriye ve Irak’ı ele geçiren Arapların 7. asrın
ortalarına doğru Harput ve çevresini de zapt ettiklerini görüyoruz. Bu
şekilde başlayan Arap hakimiyeti,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder