Harput ve çevresi, 26 Ağustos 1071 Malazgirt muharebesinden
sonra 1085 yılında Türklerin eline geçmiştir. Bu ise Selçuklular
devrine rastlamaktadır.
Harput'un ilk Türk hakimi Çubuk Bey'dir. Çubuk Bey, burada
diğer Selçuk ümerası gibi Selçuklu Sultanına bağlı olmak
şartıyla bir hükümet kurmuştur. Kendisine oğlu Mehmet Bey, halef
olduğu içindir ki, Harput tarihinde bu devire "Çubukoğulları
Devri" denir. Çubukoğulları ve onlarla birlikte gelen
Türkmenlerin Harput halkının ecdadını teşkil ettiğine şüphe
kalmamıştır.
Harput'un Türkler tarafından
alınmasına kadar sadece müstahkem bir kale hüviyetinde kalan bu
yer, Türklerle beraber büyüyen bir şehir haline gelmiştir.
Çubukoğulları devrinden sonra Harput'ta "Artukoğulları Devri"
başlar. 12. asrın ilk yıllarında başlayan bu devir, 1234 yılına
kadar devam etmiştir.
Artukoğullarının, Türkmenleriyle beraber Doğu Anadolu'ya gelip
yerleşmelerinden sonra bir kol da Harput'a gelmiştir. Bunlara bu
sebeple
"Harput Artukluları" denmektedir.
Artukoğulları devrinde; adı hala Harput ve Elazığ'da anılan
Belek (Balak) Gazi'nin Harput'un yetiştirdiği en ünlü Türk Fatihi
olduğu bilinmektedir. (1965 yılında Harput Turizm Derneği
tarafından Belek Gazi'nin, at üstünde güzel bir heykeli
yaptırılmıştır.) Onun en önemli hizmeti, Haçlı seferleri
sırasında görülmüştür. Selahattin Eyyubi ile mukayese edenler
bile olmuştur. (Tarihçiler son araştırmalar ışığında Balak
Gazi'nin asıl isminin "Belek Gazi" olduğunu ifade etmektedirler.)
Balakgazi'den sonra 1185 yılına kadar Harput'ta yine
Artukoğullarından gelen Prensler, hüküm sürmüşlerdir. Bunlardan
Fahrettin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder